İstanbul’da görev yapan bir aile hekimi, hastasını rutin kan tahlili için çağırdıktan sonra fark ettiği değerlerle hayati bir müdahalede bulundu. Zamanında yapılan yönlendirme sayesinde teşhis edilen ciddi sağlık sorunu, erkenden tedavi altına alındı.
İstanbul’un Bakırköy ilçesinde yaşanan olay, bir kez daha aile hekimlerinin sağlık sistemindeki kritik rolünü gözler önüne serdi. Aile hekimi Dr. Ayşe E., kayıtlı hastaları arasında yer alan 42 yaşındaki M.A.’yı düzenli takip amaçlı kan tahliline davet etti.
Görünürde herhangi bir şikâyeti olmayan M.A., hekimin önerisini dikkate alarak sağlık ocağına gidip örnek verdi. Ancak gelen sonuçlar, beklenenden çok farklıydı.
Kan tahlilinde bazı değerlerin normalin çok altında olduğunu gören Dr. Ayşe E., hastayı tekrar çağırarak durum hakkında detaylı bilgi aldı. Halsizlik, iştahsızlık ve ara sıra baş dönmesi gibi belirtiler olduğunu öğrenince, hızlıca ileri tetkiklerin yapılmasını önerdi.
M.A. özel bir hastaneye yönlendirildi ve burada yapılan ileri düzey kan testleri ile görüntülemeler sonucunda erken evre lösemi teşhisi konuldu.
Konuya ilişkin açıklama yapan hematolog Dr. Selçuk Yılmaz, bu tür vakalarda zaman faktörünün belirleyici olduğunu vurguladı:
“Eğer kan tahlili geciktirilseydi ya da dikkate alınmasaydı, lösemi daha ilerlemiş bir evrede fark edilecekti. Bu tarz sessiz ilerleyen hastalıklar, ancak dikkatli hekim gözetimiyle erkenden tespit edilebilir.”
Bu açıklama, bir aile hekiminin sadece temel bakım değil, potansiyel tehlikeleri önceden görme yeteneğiyle ne denli kritik bir pozisyonda olduğunu ortaya koydu.
Aile hekimi Dr. Ayşe E., olayla ilgili yaptığı açıklamada, “Her hastanın tahlili sadece sayılardan ibaret değildir. Bir değerin çok yüksek ya da çok düşük olması bize anlatmak istediği bir şey olabilir. Bu yüzden şüphe ettiğim her tabloyu ciddiye alırım,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, özellikle 40 yaş üstü bireylerde düzenli taramaların ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Hayatı kurtulan M.A. ise, yaşadığı süreci şöyle anlattı:
“Kendimi yorgun sanıyordum, yoğunluk yüzünden doktora gitmeyi erteliyordum. Ama doktorumun ısrarı sayesinde gittim. O tahlil belki de hayatımı değiştirdi. Şimdi tedavim başladı ve erken teşhis sayesinde iyileşme şansım çok daha yüksek.”
Bu ifade, toplumda hâlâ yaygın olan “şikâyetim yoksa gitmem” düşüncesinin ne kadar tehlikeli olabileceğini ortaya koyuyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de erken teşhis oranları hâlâ gelişmiş ülkelerin gerisinde. Özellikle bazı hastalıklar (örneğin lösemi, tiroid bozuklukları, diyabet) ancak detaylı tetkiklerle saptanabiliyor.
Bu nedenle uzmanlar:
tavsiye ediyor.
Kalp ritmi bozuklukları tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme yaşandı. Bilim insanları, bugüne kadar geliştirilen en…
Uzmanlar, kumar bağımlılığının yalnızca yetişkinleri değil, ergenlik dönemindeki bireylerden başlayarak tüm yaş gruplarını etkilediğini vurguluyor.…
Modern hayatın en yaygın sorunlarından biri olan uykusuzluk, hem fiziksel hem zihinsel sağlığı tehdit ediyor.…
Bağırsak sağlığı, genel sağlıkla doğrudan ilişkilidir. Sindirim problemleri, cilt sorunları ve ruh hali dalgalanmaları gibi…
Son araştırmalar, hava kirliliğinin Parkinson hastalığını tetikleyebileceğini gösteriyor! Zehirli gazlar ve ince partiküller beyin hücrelerine…
Sağlık Bakanlığı, çocukluk dönemi aşı takviminde önemli bir değişikliğe gitti. Artık 6 farklı hastalığa karşı…